Perşembe, Haziran 12, 2008

sıradan gün

güneş tepede, gözlüklerimde terden oluşan buğu, küçük sinekler inadına kulağıma kaçıyor, susuzluktan çatlamış beton, toz toprağa karışıyor toprak saçlarıma...maç izlerken koltukta uyuya kalmış bedenim. gol olunca basarıya hasret halkımın sesiyle uyandım.zaferden zafere koşmak istedim üşendim. dolapta dilimlenmiş kavun, koltukta ağzına kadar dolu küllük.tv kumandasına bastım kalkarken.ziyan yok hala çalısıyor. uzo sisesinden devsirme su sisesini diktim hızlıca kafama. su hayattır reklamı cekse biri muftaga girip o anda , kristal elma sepette.traş olayım bari hazır uyanmışken.hadi duş da alayım. hafiflik sardı dört bir yanımı baktıgım her yerde yüzün duruyor. stonehange diyor dergi. gözlerim okuma moduna geçene kadar resim bakıyorum.sigara üstüne sigara yakıyorum...
karıncalara dokunmadık insanlık namına,mutfağı ele geçirmişler, nazire yapar gibi bir de kanatlanmışlar, katliam kaçınılmaz bu aksam. üzülerek öldüreceğim sizleri, kardeş kardeş yasayamadık beraber, istila etmeseniz, hakkınıza razı gelseniz nolurdu. sonra kötü ben oluyorum...
toz toprağa karısıyor toprak saçlarına. you look so cold tonight,your lips feel like winter, your skin has turned to white...

Pazartesi, Haziran 09, 2008

beylerbeyi



sevindim seni gördüğüme, ne iyi ettin de geldin, dimi nasıl da geçiyor zaman su gibi , ahh evet evet yıllar geciyor, hatırlarmısın lunaparka giderdik yaz aksamları, dönme dolapta dondurma yerdik, hasan mıydı onun kardesinin adı, hande vardı bide, oylemii , dogrudur evlenmiştir, emsallerimiz paso evlendi zaten müdür, bekar kaldık kimse arasına almaz oldu bizi, sen de nedir durumlar , valla iyi hocam süper, ya ben de düşünmekteyim işte, zamanını bekliyoruz, yok öyle deme herşey zamanında yapılmalı, neyse işler nasıl , iyi ya güzel zaten sende öyle bişey yapmak istemiyormuydun, hizmet etmek güzel millete, bende mühendislik hizmeti sunuyorum, yorucu be baba, baksana evimizin dibinde buralar kırk yılda bir geliyoruz bir iki bişeyler içmeye, neyse kalkalım ama ben hazır gelmişken şu parktan bir kare alayım diyorum.var var , fena sayılmaz işte ya amerikadan getirttim, öyle be usta para ne için ki , hobi falan bulayım kendime de rahatlıyayım diyorsun, şunu tutarmısın, bu böyle komple kit hacı, red kit hesabı : ) , yok o zaman çekmez baba, titrer, bak 30 sn pozladı görüyormusun, ii fena çıkmadı, hadi kaçalım, gelirsen uğra, buralardayım.dur bekle yaa, nereye gittin....

Pazar, Nisan 27, 2008

ada dönüşü

-otopark a kacta girmiştik
-yine küçük hesaplar dimi
-yok merak ettim kaç saat geçirdik diye
-11 falan dı
-7 sa olmus nerdeyse, hatta 10 dakikada varabilirsek 6 sa parası öderiz.
-stres yapma ben veririm üstünü
-ne stresi hacı sadece heyecan diyelim.
-ben seni anlamadım gitti.bir kahvaltıya 35 papel veriyorsun ama 3 liralık fark için otoparka koşuyorsun.
-heyecan dedim uzatmıyacağım konuyu.
-çekil de şu anı ölümsüzleştireyim.
-hangi an ?
-tekne mekne deniz kuş falan işte
-ışık ters dikkatli ol
-ters düz her türlü çekerim.
-manuel de çek bence
-nasıl yerse, deniyecez.
-4000/ 5,6 diyorum
-vayyyy pozometre gibi insansın azizim
-salladım beee
-yeme bizii ben seni bilmezmiyim.
-tecahül-ü arifi severim esasında.sular mı sarardı neden martıya benziyor heykel.
-bi sigara yaksana efkarlandım.
-hayırdır ? açık hava bol gunes yumurta süt neden efkarlandın ki ?
-dönüş sıkıntısı olabilir.
-o zaman geniş al virajı. ha ha ha .
-baharın güzelliğine veriyorum densizliğini.

Perşembe, Nisan 17, 2008

ters ısık


-keske tripod kullansaydın
-spontane gelişti herşey, aklımda fotograf çekmek yoktu.
-o zaman fotograf makinesi neden yanında idi?
-arabaya bırakmaya gidiyordum.
-hımm.
-hem neden bu sorgulama, bu dedektif soruları, sanane ki
-oyle bir cevap veriyorsun ki sormadan duramadım.
-cevabımı ben eylemle veririm.hareketin kendisi ile.beni germe
-iki kelam konuşulmuyor senle de.
-ver bi sigarada dostlugumuz pekissin topraam.
-bak yine cıvıdı.
-rahat bırak beni...

Cuma, Mart 21, 2008

asimilasyon

-kopuyorsun ya yavaş yavaş, kendi bitişini izliyorsun ya işte asıl o koyuyor insana
-bilirim bu duyguyu.
-lan elinden kayıp gidiyor, noluyo demeden.Her gece yarın yeniden baslıyorum diyorsun.ama olmuyor.hergün aynı.
-dagınıklık ne durumda ?
-hic sorma.ev yavas yavas oturdugum koltugun etrafına tasınıyor.evrenin genislemesine inat.
-anlamadım
-sigara paketi, küllük, tırnak makası,kahve fincanları,eski gazeteler,roll-on,açacak,kumanda,laptop,terlik,corap,mum,telefon,helikopterim,gözlük...elimin altında hersey.
-feciymis.
-temizlik konusu da oyle.mutfak hafta da bir, camasırlar 9 günde bir,süpürge 12 gunde bir...
-kadın falan tutsan
-bir hizmetci durumuna karsıyım hacı, sigortasını vergisini vermedigim birine bir isimi yaptıramam.
-vergilendirilmis kazanc kutsaldır azizim.takdir ettim seni.
-karanlık oda kurdum bir ara.baskı maskı, kimyasal kokusundan sıkıldım.ezbere bir kac kare bastım.sonra bir sabah karanlık odayı tasviye ettim ani bir kararla.birden aydınlandı oda.gunes yuzunu gosterdi.sevindim.
-her yere dalma hocam.can sıkıntısından abuk subuk ugraslar ediniyor insan.bende bir ara kibritten ev yapıyordum.ama o kadar cok kastı ki, finalde missisipi yanıyor hesabı oldu.
-sürate meraklandım bende.otobanda ucuyorum.makas,kagıt, taş misali.sonra baktım ki can tatlı.
-asimilasyon diyorsun.
-evet hemde dibine kadar.
-sevdigin kitapları yeniden okusan? faydası olur sanırım.
-denedim,gecici gaza gelmekten baska faydasını goremedim
-peki hocam seni durumun nolcak
-hacı durum kel acele gel.
-iki dakka hüznü yasatmıyorsun adama, yürü git bee...